Yüz gençleştirme ve değiştirme operasyonu konusunda yazılmış makaleyi aşağıda okuyabilirsiniz. Yüz gençleştirme ve değiştirme operasyonu hakkında yorumlarınızı ve fikirlerinizi aşağıda paylaşabilirsiniz.
Tvde dizilerde ve filmlerde sık sık bahsi geçen yüz gençleştirme ve yüz değiştirme gibi operasyonlar hakkında haberimiz:
Kadın İsterse’ adlı dizide Hülya Avşar’ı senaryo gereği 25 yıl gençleştiren Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Tuğrul Turan, ne istediğini bilen ve mantıklı gerekçeleri olan kişilere, tıbbi şartlar ve yaş açısından mahsur yoksa operasyon uygulanabileceğini söylüyor.
Ancak iki önemli kriteri var: Kişiyi tanımayanlar estetik yapıldığını fark etmeyecek; operasyon kişide fiziksel probleme yol açmayacak.
İngiltere’de yayımlanan Bliss dergisi, yaş ortalaması 14 civarındaki 2 bin genç kız arasında yaptığı araştırmada çok ilginç verilere ulaştı. Derginin editörü Chantalle Horton, elde ettikleri neticeleri, “21. yüzyılın trajedisi” sözüyle nitelendirdi. Horton’u dehşete düşüren araştırmaya katılanların büyük çoğunluğu ‘medyanın sürekli gözleri önüne getirdiği ünlülere benzemek ya da erkek arkadaşlarınca beğenilmek’ amacıyla estetik operasyon yaptırmayı düşünüyordu. Katılımcıların yüzde 8’lik küçük bir kısmı hallerinden memnundu.
Bu manzara şüphesiz sadece İngiltere ile sınırlı değil. Benzer bir araştırma Türkiye’de de yapılsa aynı sonuçlar çıkabilir. Bugün estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahi teknolojisi hayli ilerledi. 20 yıl önce, estetik dendiğinde Türkiye’de ilk akla gelen isim şarkıcı Ajda Pekkan’dı. Şimdi estetik yaptırmak sanat, podyum ve sosyete dünyası için adeta adiyattan sayılıyor. Hatta, sıradan insanların da hiç çekinmeden bıçak altına yattıkları basına yansıyor.
Hayatî önemi haiz bu konuyu ‘Kadın İsterse’ adlı televizyon dizisinde rol gereği Hülya Avşar’ı 25 yıl gençleştiren Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Tuğrul Turan’la konuştuk.
-Estetik olayının arkasında ne var?
Aslında, her türlü estetik müdahalenin arkasında kişilere yönelik mecburiyetler vardır. Mesela göz kapağı cerrahisi. Göz kapağı öylesine fazladır ki, görme alanına mani olmaya başlar. Zaten estetik müdahalenin ilk defa yapılması bu vesileyle olmuştur. Yine, 3 yaşında düşerek burnunu kıran bir kız çocuğu 16 yaşına gelmiştir. Ancak, burnu çok kötü durumdadır. Genç bir kız için bu takıntı olabilir ve onun sosyal hayatta başarılı olmasını engelleyebilir. Estetik müdahale bu tür kaygılarla ortaya çıkmış…
-Ancak, bugün estetik cerrahi kamuoyunda daha farklı algılanıyor?
İşin doğrusu, estetik cerrahi plastik ve rekonstrüktif cerrahi branşının yüzde 20’sidir. Halk zannediyor ki estetik hep genç ve güzel görünmek için yapılıyor. Halbuki, yüz kırıkları, yanıklar, el cerrahisi, doğuştan gelen aykırılıklar var. Bütün bu uğraşların yüzde 20’isini almakla birlikte estetik diğerlerinden çok farklıdır.
-Estetik cerrahi her isteyen kişiye uygulanır mı?
Bunu isteyene hiçbir doktorun “Hayır yapmayalım ya da evet yapalım.” deme hakkı yok. Hiçbir doktor yolda yürüyen bir hanımın kolundan tutup “Aman efendim size burun estetiği yapmak lazım” diyemez. Böyle bir hakkı yoktur.
-Bu hak yok ise o halde durum nedir?
Çok ilginçtir. Hiçbir branşta olmayan bir noktadır bu. Estetik kişinin kendisinden kaynaklanan bir ihtiyaçtır. O kişi aynayla ilişkiye girer. Aynadan bir mesaj alır. Acaba şöyle alabilir mi? Böyle olsa daha güzel olmaz mı? Nihayetinde bu ve benzeri sorular zihninde ciddi boyutlara ulaşıp hayatını etkilemeye başladığında o insan sizin önünüze gelir.
-Örnek verebilir misiniz?
Bir memur ailesi vardı. Zor şartlarda üniversitede okuyan 20 yaşlarında bir oğulları vardı. Gencin sağ yanağında, herhangi birinin yolda yürürken dikkatini çekmeyeceği çok hafif bir iz vardı. O yara başkaları için çok önemsiz; ama o gencin zihninde çok büyük bir yara. Öyle ki cam kenarında yer yoksa otobüse binmiyor. Amfide duvar dibinde yer yoksa o derse girmiyor. Şimdi bu çocuğa 20 yaşında yardım edelim mi etmeyelim mi? Sonuçta onunla konuştum. Vazgeçirdim. Eğer bunu aşamazsa estetik yapmak lazım.
-Sonradan değil de doğuştan burnunu ya da vücudunun bir başka noktasını beğenmeyenler var. Varoşlarda estetik patlaması yaşandığı söyleniyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kişinin ‘olduğu insan olması’ önemlidir. Burnu ya da kulağı, onun ‘olduğu gibi olmasına’ mani oluyorsa yardım edilmeli. Yalnız burada iki sınır var. Birincisi anormal müdahaleler yapılmamalı. Yani kişiyi tanımayanlar estetik olduğunu fark etmemeli. Zaten estetik yaptırdığı belli olacak müdahaleleri talep edenlere çok dikkatli bakılmalı. İkincisi operasyon kişide fiziksel probleme yol açmamalı…
-Peki bu operasyonların ne kadarı bahsettiğiniz tarzda yapılıyor?
Estetik cerrahın, kendisine müracaat eden bey ya da bayanın burnunu nasıl yapalımla ilgili herhangi bir yorum hakkı yoktur. Çünkü yıllarca yeni burunla yaşayacak olan o hanım ya da beydir. O halde onun ne istediği her şeyden önemlidir. Ancak, anormal istekler olmaması lazım. Yukarıda bahsettiğim iki sınır asla aşılmamalı. Mesela burunsa hava almayı, meme ise süt vermeyi bozmama. Yüz tane güzel bayanla yüz tane yakışıklı adamı yan yana koyun. Hangisi birbirine benziyor. Hiçbirisi. O halde bir tane güzel yoktur. Hepsi birbirinden farklı yığınla güzel vardır.
-İyi de gazetelerde mükemmel güzelliğe ulaşmanın yolunu anlatan haberler çıkıyor; Sezen Aksu’nun dudakları, Türkan Şoray’ın gözleri, Filiz Akın’ın alnı gibi…
Hiç ilgisi yok. Herkesin en güzel yanını alsanız bir araya getirseniz sizi temin ederim bir ucubeyle karşılaşırsınız. Çünkü o vücutta gelişmemiştir. En güzel burnu alıp ayrı bir yüze koyun, iğrenç olur. Herkesin hayran olduğu göğüsleri alıp şu hanıma koyalım iğrenç olur. O halde demek ki organlarla güzellik olmaz.
-Niye o zaman bu tür haberlerle insanların psikolojisi bozuluyor?
Şimdi kimse şu gerçeği telaffuz etmiyor. Yüzde her şeyin algılanması görecelidir. Buruna göre kulak, kulağa göre çene, çeneye göre göz, buruna göre alın, alna göre elmacık kemikleri… Çok ilginçtir aralarında ikili üçlü ilişkiler var. 20 yıl önce 20 dakika konuştuğunuz bir adamı 20 yıl sonra bir otobüs durağında tanıyorsanız burnu, kulağı ya da çenesi sayesinde değil, bu organlar arasındaki ilişki sayesinde hatırlarsınız. O tür bir ilişki yalnız size hastır. O halde kişi ne istediğini bilecek.
-Ya bilmiyorsa?
Doğru, bilmeyenler var. Size birkaç tane kötü örnek vereyim. Hanımefendi buraya gelir. Ayakta durur. Her iki elini yana açar ve döner. Doktor bey bana ne yapsak? Bu tür bir davranış, gelen kişinin ne istediğini bilmediğini gösterir. Herhangi bir doktor size şunu ya da bunu yapalım diyecek olursa bence yanlış yapıyor demektir.
-Estetik cerrahi bir insanı güzelleştirmede bugün hangi noktada? Dizideki Hülya Avşar örneği mümkün mü?
O bana gittiğim her yerde soruluyor. Evet doğrudur. Her şey yerli yerine kondu… Rasyonel ve mantıklı bir nedene bağlı olarak bir insan sizden bunu istiyorsa, insan yüzünü hakikaten tanınmayacak bir hale getirebilirsiniz.
-Bir organ estetikle değiştirildiğinde hastalık ya da travmalarda dayanıklılık oranı değişiyor mu?
Herhangi bir risk yok. Organın normal fizyolojik işlevlerini bozmadığınız müddetçe veya hasta sizden anormal isteklerde bulunmadığı müddetçe bir risk olmaz. Bu iki hudut arasında onun beklentilerini doyurmak mantıklıdır.
-Estetik müdahale için bir yaş sınırı var mı peki?
Hangi müdahalenin hangi yaşlarda yapılacağı bellidir. Mesela kepçe kulak. Kulak, gelişimini 6 yaşında tamamlar. Mümkünse eğer çok kepçe olan kulakların ilkokula başlamadan evvel düzeltilmesinde yarar var. Çünkü bu çocukla dalga geçerler. Dolayısıyla kepçe kulağa erken yaşta müdahale normaldir. Ne zaman buruna geldik, farklılaşır. Yüz kemikleri ergenliğin nihayetinde tamamlanır. Bir burun yapma ihtiyacı var mı, varsa ne yapmak lazım, ne kadar yapmak lazıma ancak ergenlikten sonra karar verilmeli… Mesela hiç hamile kalmamış ve süt vermemiş bir hanımda meme küçültme ameliyatını yapmayız. Ama, kişinin göğüslerinin her biri dörder kilo ise omurgasında bozulmalara yol açıyor ve yürümesini zorlaştırıyorsa o zaman bu ameliyat yapılır.
-Estetikteki en belirgin yanlış ya da yanılgı nedir?
Halk zannediyor ki bizim elimizde sihirli bir değnek var. Yanlış. Estetik cerrahide Türkiye şu anda Avrupa’nın da önündedir. Avrupa’da da zaten bu işi Akdeniz insanları ve Uzakdoğulu insanlar yapar. Zira heykel yapmak gibidir. Yalnızca o gün kendimi iyi hissetmediğim için ameliyatı terk ettiğim olmuştur. İnsan zorla resim ya da heykel yapamaz. Zorla yüz kırığı ameliyatı yaparsınız. Çünkü yüz kırığı operasyonu yoruma açık değildir. Hastaya ne zaman, ne kadar ve nasıl müdahalede bulunulacağı genel cerrahideki gibidir. Ama estetik cerrahide her şey yoruma açık.
-Estetikle şu an aşılamayan ama ileride aşılacak konular var mı?
Halen yanık izleri estetikte bir problemdir. Laboratuvarda cilt yapma çalışmaları var.
-Kök hücreyle mi?
Onlar da var. Ama onlar ayrı. Kök hücreden çeşitli organlar geliştirilebilir. Organ yapılamaz. Kök hücreden ancak hücre geliştirilebilir. Adama böbrek hücreleri yapabilirsiniz; ama asla böbrek yapamazsınız. Hadi klonloyalım. O da bir insandır. Onun hakları vardır. O size böbreğini vermek istemeyebilir. Yanık izleri için gelişmeler var; ama yüzde yüz bir neticeye henüz ulaşılmadı. Laboratuvarda size ait cilt yüzeyi yapmaya çalışıyorlar. Yapay cilt yapmak çok zor bir şeydir. Yapay bir karaciğer yapmaktan daha zordur.
-Bir de estetikte çok tartışılan botoks olayı var…
Botoksun etkileri çok abartılıyor. 100 kişiden ancak 12-13’üne faydası olabilir. Bir tezgahtar mantığıyla yapabildiğinden daha çok işi yaptığı vaat edilerek hastalara uygulanıyor. Yalnızca, yapıldığı kası 6 ay boyunca felce uğratıyor. Onun dışındakilerin hepsi palavra.
-Hülya Avşar örneğinden yola çıkarsak, oradaki olayı yapabileceğini söyleyen bir plastik cerrah olarak çok fazla etik kaygı mı taşıyorsunuz?
Ama mecburuz. ‘Yapılabilecek her şey mutlaka yapılmalıdır’ cümlesi estetikte yanlıştır. Hastalara net olarak ifade ederim. Yüzlerine karşı derim ki, mesela 52 yaşında bir adamsınız sizi ben teknik manada 27 yaşına indirebilirim. Ama, yapmam haberiniz olsun derim. 25 yaş gençleştirme yapıldığında yüzü, ağzı, gözü her biri bir yere gider. Yüz hatlarını mecburen bozarsınız. Yüz hatlarını bozmadan yapmak lazım. Normali 10 yıldır, 15 yıldır. Hasta bunu kabul etmelidir.
-Estetik talep eden erkek sayısı artıyor mu?
Artıyor ama kadın ve erkeklerin talepleri ayrışıyor. Mesela saç ektiren bir kadın göremezken her Allah’ın günü yığınla erkek bunun için merkezlere gider. Erkekler burun, gözkapağı, yüz germe talep ediyor. Bazı müdahaleler refah düzeyi yükseldikçe ortaya çıkar. Her insanın yüzünden bir 10 yıl atılması zor bir şey değildir, yararlı da olabilir. Yürüyüşü bile değişir. Çocuklarını aramıyorsa, çocuklarını arayan adam olur. Mühim olan o kişiyi kendisiyle örtüştürmek. Herhangi bir kişiyi olduğu kişi haline getirmek, amacımız budur.
-Hiç tanınmayacak yüz talebi olanlar var mı? Mesela istihbarat amaçlı değişiklikler…
Adli bir olaydır. Yüzdeki değişikliklerin tanınmaz hale gelmesi için mutlaka adli kayıtların tutulması lazım. Yasal olmalı. Şu anda bunun için bir düzenleme ülkemizde var mı ben bilmiyorum. Bir adamın gelip de tanınmayacak miktarda değişmeyi talep etmesi her hekimde bir miktar şüphe uyandırır. Kendisi olmaktan vazgeçmek anormal bir düşünce. Amacımız daha güzel daha hoş olmaktır, başka birine dönüşmek değil. Başka birisi olmayı talep etmek psikiyatrik bozukluk göstergesidir.
Kaynak: Aksiyon Dergisi