Kadınları tavlamanın püf noktaları da ne demeyin lütfen.. Bu yazıya rastladığımda kadin34.net sitemizde kadınları tavlamak hakkında bir yazıyı yayınlayıp yayınlamamak konusunda kısa süreli bi tereddüt yaşadım ancak yazıdaki esprili yaklaşımı gözönüne alarak yayınlamaya karar verdim. Kadınları tavlamanın püf noktaları yazısında haklılık payı olan yerler var ancak tabiki kadınları tavlamak veya ayarlamak içerikli bir yazının tümünün doğru olmasını bekleyemeyiz.. Zaten bir kadınla beraber olmak konusuna bir kadını tavlamak veya ayarlamak şeklinde yaklaşırsanız en büyük hatayı en başta yapmış olursunuz.. Kadınları tavlamanın püf noktası zaten onu tavlamaya çalışmak değil ona değer vermek, sevgi, saygı ve özen göstermektir.. Buyrun bu ilginç yazıyı okumaya;
Kızlarla bir arada bulunun
Kahvede pişpirik ya da altmışaltı oynayarak kız tavlanmaz. Kız tavlayabilmek için onlarla tanışabilmek, tanışabilmek için de onların bulunduğu yere gitmek, doğacak her tanışma fırsatını iyi değerlendirmek, hatta bu fırsatı yaratmak gerekir. Kadın piyangodan çıkmaz. Emekle çabayla elde edilir. Göstereceğiniz ilk çaba kızların nereye gittiğini araştırmak olmalıdır. Ne demiş ünlü Latin şairi Ovidius: Bilir avcının iyisi nerede tuzak: kurulur karacalara: Bilir bilmesine hangi boğazda: vurulur azgın domuz: Kuş kuşlayan bilir dizim dizim: kuşlar nereden gelir.: Bunlar gibi senin de: Bulup çıkarman gerek: kızların kaynağını. :Kendinize güvenin: Kendinize güvenmeniz, yalnız kız tavlama konusunda değil, hayatın bütün alanlarında başarıya ulaşmanızın önşartıdır. Korkulanın başa gelmesi, çoğu zaman, kendine güvenin bulunmayışından kaynaklanır. İlkokul kitaplarında anlatılan küçük bir hikâyeyi hatırlayalım: Süt dolu kaba düşen iki kurbağadan, kendine güvenmeyen, kolayca umitsizliğe kapılan kurbağa boğulmuştu. Sizin de hiç bir zaman ümitsizliğe kapılmamanız ve devamlı mücadele etmeniz gerekir. Ki, sadece bu bile kızların size hasta olmasını sağlayabilir. Kaldı ki sosyal hayattaki başarıyla cinsel başarı arasında paralel bir ilişki vardır. Birini başaran öbürünü de başarır. Çünkü ikisinin temelinde de yukarıda saydığım “erdem”ler bulunmaktadır.
Neden umutsuzluğa kapılasınız ki? Dünyadaki ve ülkemizdeki kadın – erkek sayıları aşağı yukarı eşittir. Her erkeğe bir kadın düşmektedir. Kör, topal ya da sağır da olsanız. Sizin de kısmetiniz çıkar! Yine, ünlü şair mısralarında;
Kesilmesin umudun, gün gün
alıştırılır at boyunduruğa
At yavaş yavaş koşuma
Sürtünür de aşınır demir
Toğrağı sürtmekle yıpranır
saban demiri
Ne var taştan katı?
Ne var sudan uysal?
Bak nasıl aşındırır taşı.
diyerek de ne güzel anlatmış.
İlk adımı siz atın
Her ne kadar kadınlar kabul etmese de erkek üstünlüğüne dayanan bir sosyal ortamda yaşıyoruz. Erkek üstünlüğü kadını geriletmiştir ister istemez. Bu da kadınların pasif olmasına yol açmıştır. Sonradan da tabi bu pasifliğin kadının doğasından geldiği ileri sürülmüştür. Bereket versin ki bunun böyle olmadığı bugün biliniyor. Fakat kadının cinsel istek göstermesi bugün bile ayıp sayılıyor. Oysa hiç bir kadın cinsiyetsiz değildir. Cinsel istek duymak ve bunu belirtmek elbetteki hakkıdır. Ama yine de ilk adımı siz adın. Nasıl mı? Hoşlandığınız kızın arkadaşlarıyla arkadaş olabilirseniz, hedefe yaklaştınız demektir. Bundan sonra sabırla tanıştırılmayı bekleyin ve her zaman konuşmaya hazır bir şekilde tetikte bekleyin. Söz gelişi, kız durakta mı bekliyor? Hemen ona duraktan hangi otobüslerin geçtiğini sorun. Ya da bitişik masanızda afet mi afet mi bir kız mı oturuyor? Hemen ona havanın güzelliğinden bahsedin. Bir kadın size bir şey mi sordu? Sakın bilmiyorum demeyin. Bu ilk adımı atabilirseniz, konuşmanın devamını da istediğiniz yöne çeker ve sürdürürsünüz. Süslü püslü sözler kullanmayın. Bu sizin kendinizi göstermek istediğiniz anlamına gelir ki, belirtilmesi gereken sizin öneminiz değil, karşınızdakine verdiğiniz önemdir.
Yine ünlü bir yazar, “Kadınları güldürebilmeyi öğren. Kadına kahkayı attırabildin mi, karyola gıcırtılarına dönüştürebilirsin fıkırdamasını” diyerek bizlere nasihat ediyor.
Her fırsatta kadına dokunun
Bir ilişkinin kurulmasında gözden ve sözden sonra sıra “el”e gelir. Her fırsatta elinizi kullanmalısınız. Bir caddeden mi geçiyorsunuz, arabalar çiğnemesin diye kızın elinden tutmalısınız. Otobüsten inerken, elinizi sırtına koyarak ona yol vermelisiniz. Bir masada otururken yüzüğünü çok beğendiğinizi söylemeden önce, yüzüğü daha yakından görmek için kızın elini avucunuzun sıcaklığına almalısınız.
Yine Ovidius diyor ki:
Bak, bir de eteği düşmüş,
değmişse yere
derleyip topla, kaldır yerden,
Gözden ayırma, tozlanmasın iyi bak
Ödülür bu yaptığın en azından
kızın çıplak bacaklarını görmek.
Yalanlar söyleyin
Cinsel birlikteliği en az erkekler kadar kadınlar da arzulamaktadır. Fakat, kadınlar yine de hoş bir erkekle karşılaştıklarında ondan kendilerini uzak tutmak için arkadaş olmanın, arkadaş kalmanın erdemlerinden bahsederler. Bilirler ki, erkek üstelerse, kendilerine söz geçiremeyecek, teslim olacaklardır. Bu nedenle de kadınlara her türlü vaadde bulunmakta çekinmeyin. Onlarda özellikle yalana inanmak konusunda müthiş bir yetenek ve istek vardır. Kaldı ki ne kadar yalan söylerseniz söyleyin, bütün yalanlarınızın altında, o kadına duyduğunuz sevginin gerçekliği, içtenliği bulunmaktadır.
Yaz, tatlı diller dök,
anlat yana yakıla
Kim olursan ol,
durumuna bakma aldırma.
Yumuşatır tanrıların bile
hıncını yakarışlar.
Söz ver bol bol, ne gider elinden?
Kim olsa zengin olabilir
söz verme konusunda.
Umutlar avutur, oyalar
kişiyi uzun uzadıya
Tanrıça aldatırsa, kadın ne yapmaz?
İltifat edip, hediyeler verin
İnsanoğlu beğenilmekten, övülmekten hoşlanır. Beğenilip övüldükçe otokritikliğini yitirir. Bu, elbette ki kadınlar için de böyledir. Kadın daha çok ilgi ister, daha çok taktir bekler. Hayatını bunun üzerine kurmuştur. Bu ilgi ve taktir, yalnız sevgi bağlarının kurulması için değil, sürdürülmesi için de gereklidir. Sevgi de her şey gibi doğar, büyür ve ölür. Onu uzun ömürlü kılacak şeyler ilgi, taktir, iltifat ve hediyelerdir.
Benzet gözü şaşıları Venüs’e
Kızıl saçlıyı Minerva’ya
İnce, uzun boyluyu fidana.
Cana yakın bul iri kıyımlısını,
Güzel deyiver,
öv güzel olmayan yanını
Yaşını sorma, araştırma doğum yılını.
Kadına uyun
Günümüzün kadını kendisini erkeğe uydurmak zahmetine katlanmıyor; kendisine uyacak erkeği arıyor. Kadınların bir erkekten ayrıldıktan sonra adamın kendisini anlamadığını öne sürmesi de bundan kaynaklanır. O yüzden kadınları anlamaya çalışın. Anlamıyorsanız da anlıyor gibi görünün. Onun sevdiği artisti sevin. Dinlediği plakları dinleyin. En sevdiğiniz renk onun da en sevdiği renk olsun. Ve onun her fikrine katılın. Bunun tam tersi durumlar olsa olsa dikkat çekmek için olabilir. Fakat burada da dikkat edilmesi gereken husus, kadının sizi ikna etmeye çalışmaya başladığı andan itibaren sona ermelidir. Unutmamak gerekir ki kadınlarla tartışan erkekler, genellikle kadınlarla ilişki kuramayanlardır. Tartışma onları bir arada bulundurur. Ya da bir arada bulunmak için tartışırlar.
Sabırlı olun
Atalarımız “Sabırla koruk helva olur” demişler. Sabır, bu kadar imkansız bir şeyi bile gerçekleştirebilecek güçtedir. İşte, bir kadını da elde etmek genellikle sabır isteyen meşakkatli bir süreçtir. Bunun çeşitli sebebleri vardır. Hoşlandığınız kadın başkasıyla birlikte olabilir. Durum böyleyse diğer ilişki bitinceye kadar ona karşı ilginizi sürekli canlı tutmalısınız. Çoğu erkek böyle bir durumla karşılaştığında ilgisini sürdürmeyi bırakır. Bu yanlıştır. Çünkü kadının ilişkisi bir noktaya geldiğinde zayıflayacak ve kadın bir tercih yapmak zorunda kalacaktır. Ya ilişkisini sürdürecek ya da siz ilginizi canlı tutmaya devam ediyorsanız sizinle birlikte olmaya başlayacaktır. Bir kadını elde etmenin sabır işi olmasının bir başka sebebi de, cinsel ilgi ve arzunun zamanla olgunlaşmasıdır. Olgunlaşmanın zamanı ve hızı her kadına göre değişir. Ama ne kadar değişirse değişsin, bu hız daima erkeğinkinden daha yavaştır. Mâhsulünü yazın alacak bir bahçıvan gibi sabırlı olmalısınız. Bu bir ay, bir mevsim hatta bazen yıllarca da sürebilir. Sizin bu ilginiz aynı, suyun taşı aşındırması gibi onun da direncini aşındıracaktır. Üstelik, bu kadar uzun süre ilginizi belirtmeniz, öteki erkekler gibi geçici bir hevesle, sırf isteklerinize alet etmek istemediğiniz gibi de bir sonuç çıkaracaktır. Ve unutmamak gerekir ki “ele geçmez, yola gelmez sevilen tüm kadınlar.”
Üsteleyin
Şimdiye kadar gördük ki kadın istekle yanarken “hayır” diyor. Direniyor, kaçıyor. Yine gördük ki kadın, aldatılmaktan, güvensizlikten, yasaklardan kaçıyor; Kaçarken de sevgiye, güvene koşuyor. İçgüdüleri ona “yap”, mantığıysa “yapma” diyor. Bu nedenle ona sevgi göstererek, güven vererek ısrar etmeli, içgüdü ve mantık çatışmasından içgüdüsünün galip çıkmasını sağlamalısınız.
Kim bilge olur da
öpücükler katmak istemez
Tatlı sözlerine bu konu da,
çekinme öpmekten,
Seni bir öpen olmasa bile
İlkin karşı kor kadın:
“Çok kötüsün” der.
Görürsün karşı koymakla
yenildiğini de,
İncitme sakın incecik,
güzelim dudaklarını,
Yakınmasın kabaca davranışlarından
Bir öpücük alıp ardını getirmeyen
Yıkmış demektir yaptığını
kendi eliyle.
Aşırılık değildir öpüştükten
sonra işi sürdürmek.
Utanılacak bir yönü yoktur
onlarca bu işin
Severek katlanır baskıya kadın,
göster gücünü.
Yürekten isterler ezilmeyi sıkılmayı
Sevişirken içini açar kadının ezilmek
Bayılır tadına sıkılmanın ezilmenin
Bir gülüş belirir yüzünde,
acı doğar içinde,
Gönlünü yapmayınca, sızlar yüreği
Her şey olsun ister kadın, ama kendi elinde olmadan. Her zaman bir suçluluk duygusu içindedir ve bunu başka bir şeyin, başka birisinin üstüne atmak isterler. O yüzden “hayır!” sözcüğüne tıka kulaklarını.